Omurga Kırıkları

  • Ana Sayfa
  • Hastalar İçin
  • Omurga Kırıkları

OMURGA KIRIKLARI


İnsan omurgası 33 omur kemiğinden oluşur. Boyun, sırt ve bel bölgesinde yer alan 26 omur birbirinden esnek omurlar arası diskler ile ayrılmıştır ve kompleks bağlar ile birbirlerine bağlanarak hareket kabiliyetini sağlamaktadır. Omurganın görevi, gövdenin dik durması ve her yöne doğru hareket kabiliyetini sağlamaktır. Her omur kemiğinde omuriliğin geçtiği halkalar vardır. Omurilik beyin ve vücut arasındaki irtibatı sağlayan sinirlerden oluşmaktadır. 


Eğer bir kemiğin dayanabileceğinden daha fazla yük binerse kırık meydana gelir. Omurga kırıklarının büyük bir oranı (%70) sırt ve bel omurlarında meydana gelmektedir. 




OMURGA KIRIKLARININ SEBEPLERİ NELERDİR?


Omurga kırıklarının en yaygın nedenleri travma ve osteoporozdur. Gençlerde genellikle trafik kazaları, düşme ve diğer yaralanmalara, ileri yaşlarda ise daha çok osteoporoz (kemik erimesi) gibi kemik dokusunun sağlamlığını kaybetmesine yol açan nedenlere bağlı omurga kırıkları görülmektedir.


Yaşlanan bir omurgada osteoporotik bir kırığın meydana gelmesi, kamburluk biçiminin ortaya çıkmasına yol açar. Bu şekilde omurganın dizilimi kötüleşir ve dengeli yük aktarımı bozulur. Omurganın dizilim bozukluğunun şiddetlenmesi, yeni kırıkların oluşmasına zemin hazırlar, kırık kaskadı adını verdiğimiz, içinden çıkılması zor olabilecek bir sürecin içine hastayı yeni kırıklar ile birlikte sürükler ve kaynamama riskinin artmasına neden olabilir.


Omurga kırıklarının diğer nedenler arasında kemik tümörleri, multipl miyelom, metastatik tümörler ve dejeneratif omurga hastalıkları bulunur.


OMURGA KIRIKLARININ TİPLERİ NELERDİR?


Omurga yaralanmaları hafif bir yumuşak doku travmasından omurga kırığı ve omurilik yaralanmasına kadar çeşitli şiddette olabilir. Omurga kırık ve çıkıkları omurilik yaralanmasına ve dolayısıyla felce neden olabilir.


Kırıkların % 5-10’u boyun omurlarında, %70’i sırt ve bel omurlarında ve geri kalanı daha aşağı bölgelerde görülür. En sık yaralanan bölge sırt ve bel omurlarının birleştiği (12. sırt omuru ve 1. bel omuru) omurganın en hareketli bölgesindedir.


Omurga kırıkları 3 şekilde olabilir.


Çökme kırıkları:


En sık görülen tiptir. Omurun sadece ön kısmının çöktüğü kırıklardır. Omurga gövdesinin ön duvarında bulunan kırık ve çökme nedeniyle, omurun gövdesi bir kama şeklini alır. Omurga gövdesinin arka duvarı kırık olmadığı için, omuriliğin içinde bulunduğu omurga kanalı kırıktan etkilenmemiştir. Çökme kırıkları, özellikle osteoporoz nedeniyle gelişir, ileri yaşlardaki kadınlarda daha sık olarak görülür.


Patlama kırıkları:


Omurga üzerine binen yük daha da şiddetli ise o zaman omurun orta ve arka kısmı da kırılabilir ve kırık parçaları omurilik kanalına doğru yer değiştirip omuriliği zedeleyebilir. Omurilik yaralanması ve felç patlama kırıklarında sık görülmektedir.


Kırıklı-Çıkıklar:


En ciddi sonuçlara yol açan, kemiklerdeki kırık ile birlikte eklem ve bağlarda da, hasara bağlı çıkık ve kaymaların da bulunduğu çeşittir. Omurilik ve sinirlerin etkilenme olasılığı çok yüksektir.



OMURGA KIRIKLARININ BELİRTİLERİ NELERDİR?


Omurga kırıklarının en karakteristik belirtisi boyun, sırt ve bel ağrılarıdır. Kırığın şiddetine göre belirtiler farklılık gösterebilir. Düşük şiddetli kırıklarda ağrı görülürken kırılma esnasında omurilik de hasar görmüşse, kol ve bacaklarda uyuşukluk ve idrar tutamama gibi şikayetler de görülebilir. Şiddetli vakalarda ise ilerleyen dönemlerde kırığın tedavi edilmemesi durumda kifoz (kamburluk) gibi omurga deformasyonları ve felç gibi ciddi sonuçlar gözlemlenebilir.


OMURGA KIRIKLARINDA TANI NASIL KOYULUR?


Omurga yaralanması şüphesi olduğu andan itibaren hastanın uygun şekilde en yakın hastaneye ulaştırılması gereklidir. Hastanın uygun pozisyonda taşınmaması yaralanmanın sonuçlarını etkileyen önemli etmenlerdendir. Hasta acil servise getirildikten sonra yaralanma şüphesi var ise ilk istenecek tetkik direkt radyografidir (röntgen). Çoğu zaman yaralanmanın olup olmadığını başarılı bir şekilde ayırt edebilir. 


Bilgisayarlı Tomografi, kırıkları röntgene göre daha detaylı olarak göstermektedir. Günümüzde travma hastalarında kullanımı giderek artmıştır. Kırığın şiddetini ve tipini değerlendirmede yardımcı olur. 


Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) , omuriliğin ve çevre yumuşak dokuların en iyi değerlendirildiği yöntemdir. Her hastada gerekli olmamakla birlikte kırığın şiddetini ve yumuşak dokulsrı değerlendirmek için istenebilir. 


OMURGA KIRIKLARININ TEDAVİSİ


Tedavinin amacı bir yandan hastanın ağrısını gidermek, yaşam kalitesini arttırmak, diğer yandan da omurganın hareket ve sağlamlığını tekrar oluşturmaktır. Sinirler ve omurilik kırıktan etkilenmişlerse, üzerlerinde bulunan baskının kaldırılıp bu yapıların normal fonksiyonlarına tekrar kavuşmaları hedeflenir. Tedavinin amacı bir yandan hastanın ağrısını gidermek, yaşam kalitesini arttırmak, diğer yandan da omurganın hareket ve sağlamlığını tekrar oluşturmaktır. Sinirler ve omurilik kırıktan etkilenmişlerse, üzerlerinde bulunan baskının kaldırılıp bu yapıların normal fonksiyonlarına tekrar kavuşmaları hedeflenir.


Omurga kırıklarının çok büyük bir kısmı cerrahi dışı yöntemlerle tedavi edilebilir. Bunun için genellikle kırık tipine göre özel korseler kullanılır. Omurgada ciddi miktarda deformiteye, omurga eğriliğine sebep olan kırıklarda veya mevcut kırığa bağlı çökmenin ilerleyeceğinin öngörüldüğü zaman, omurilik hasarı olduğunda, instabil olarak değerlendirilen, yani omurilik felcine sebep olabileceği düşünülen kırıklarda ve de 3-6 ay geçmesine rağmen kaynamadığı düşünülen kırıklarda cerrahi tedavi düşünülmelidir.


Korse Tedavisi:


Özellikle çökme kırıklarında, omurilik yaralanması ve yumuşak doku yaralanması olmayan hastalarda korse tedavisi tercih edilir. Amaç dışarıdan tespit ile kırığın iyileşmesini sağlamak ve omurganın daha fazla çöküp omurilik basısı yapmasını ve kamburluk gelişmesini önlemektir. Korse süresi genellikle 3 aylık bir süredir.


Üç  çeşit cerrahi tedavi yöntemi mevcuttur. 


Vertebroplasti (Kemik çimentosu uygulaması), Kifoplasti (Balon ile kemik çimentosu uygulaması):


Bazı seçilmiş çökme kırıklarında, osteoporoz veya tümöre bağlı kırıklarda ve bazı patlama kırıklarında uygulanabilen minimal invazif tedavi yöntemidir. Lokal anestezi altında uygulanabilir. Ciltte yapılacak küçük kesilerden omurgaya geniş iğneler ile girip kırığın düzeltilmesi ve içine sağlamlaştırmak için titanyum kafes ve/veya çimento konması esasına dayanır.


Füzyon ve stabilizasyon:


Kırık omurganın metal enstrümanlar kullanarak tespit edilmesi ve aynı zamanda dondurulmasıdır. Bu işlem omurganın ön veya arka tarafından yapılabildiği gibi bazen her iki tarafında dondurulması gerekebilir. Aynı zamanda omurilik yaralanması olan hastalarda omuriliği sıkıştıran kemik parçalarda cerrahi girişim sırasında temizlenebilir. Nörolojik yaralanma olmayıp da arka bağ dokuların yaralandığı patlama kırıklarında ve nörolojik yaralanma olan tüm diğer patlama kırığı veya kırık ve kırıklı çıkıklarda tercih edilecek tedavi yöntemidir.


Bize Danışın

image
image

Daha Fazla Bilgi İçin Bizimle İletişime Geçebilirsiniz